HANGİ TESTLER , KİME , NE ZAMAN ? 

Provoke edilmemiş venöz tromboembolizm (VTE) olan bir hasta için hiperkoagülabilite çalışması hastanın klinik tablosuna, tıbbi geçmişine ve aile geçmişine göre kişiselleştirilmelidir. Provoke edilmemiş VTE’li hastaların test edilmesi aşırı tıbbi maliyetlere yol açabilir, ancak metodik olarak yapıldığında hiperkoagülabilite çalışmaları değerli sonuçlar verebilir. Sonuç olarak, test etme kararı vaka bazında verilir.

Provoke edilmeyen VTE

VTE en sık derin ven trombozu veya pulmoner emboli olarak ortaya çıkar. Hastanın geçici veya kalıcı bir risk faktörü varsa VTE provoke edilmiş olarak kabul edilir. Tanımlanabilir bir risk faktörü yoksa, o zaman provoke edilmemiş VTE olarak kabul edilir.

VTE’ler klinik bulgular ve görüntüleme sonuçlarının kombinasyonu ile teşhis edilir.

Tedavi, VTE’nin provoke edilmiş veya provoke edilmemiş olmasına bakılmaksızın başlatılır.

Tedavi aktif trombozları çözmeye ve tekrarlamayı önlemeye odaklıdır . Bunun için en az 3 ay boyunca alınan oral faktör Xa inhibitörleri kullanılır . Provoke edilmemiş VTE’leri olan hastaların çoğu, hatta hepsi için uzun süreli antikoagülasyon önerilir.  Tekrarlayan VTE için ise  hasta antikoagülanları tolere edebildiği sürece antikoagülasyon tedavisi süresiz önerilmektedir.

Provoke edilmemiş VTE’ler için hiperkoagülabilite testleri  yapılır.

Kimlere test yapılmalı?

 Başlangıçta provoke edilmiş VTE’si olan hastalarda hiperkoagülabilite çalışması gerekli değildir.

 Kalıtsal trombofililerin tekrarlayan provoke edilmemiş VTE riskini artırdığı gösterilmemiştir.  Bu nedenle, hiperkoagülabilite çalışmasının sonuçları yalnızca seçilmiş hastalarda önemli olabilir ki bu hastaların çoğu ; 45 yaşından küçük , provoke edilmemiş  venöz tromboembolisi olanlar ve alışılmadık bölgeleri tutan tromboembolisi  ( serebral ven trombozu , Budd- Chiari gibi )  olanlardır.

Hiperkoagülasyon testleri ;

Hangi testin , kime , ne zaman yapılacağı  dikkate alınması gereken önemli sorulardır.

Hiperkoagülabilite testleri olan kalıtsal  trombofili testleri ;

Faktör V Leiden, Protrombin G20210A mutasyonu ( genetik tetslerdir , gerektiğinde herhangi bir  zaman istenebilir )

Protein C eksikliği, protein S eksikliği ve antitrombin III eksikliği (hastalığın akut fazında antikoagülan kullanımı protein eksikliklerine yol açtığı için , akut fazda  yapılması güvenilir olmayan test sonuçlarına yol açabilir)

Antifosfolipid sendromunu teşhis etmek için gerekli testler ;  özellikle arteriyel dolaşım trombozu  veya alışılmadık venöz bölgeleri tutan trombozu  (yani, Budd-Chiari, serebral venöz tromboz) olan hastalarda  istenebilir; bu testler arasında lupus antikoagülan fonksiyonel testi, anti-beta-2-glikoprotein 1 antikoru (immünoglobulin [Ig M, IgG) ve antikardiyolipin antikoru (IgM, IgG) testleridir. Antifosfolipid sendromu testleri ise  12 hafta arayla 2 set halinde  istenmelidir. 

Oral faktör Xa inhibitörü kullananlarda lupus antikoru yalancı pozitif çıkabilir. Bu yüzden hastalar  testten önce en az 2 ila 3 gün oral faktör Xa inhibitörlerini kullanmıyor olmalıdır. K vitamini antagonisti kullananların testleri  en az 2 hafta bekletilmelidir.  

Seyrek olarak istenmesi gereken bir test metilen tetrahidrofolat redüktaz ( MTHFR ) gen testidir