Torasik aort anevrizması abdominal aort anevrizmasından daha az sıklıkta görülür ancak aort disseksiyonu ve rüptürü gibi hayatı tehlikeye sokabilecek komplikasyonlara sebep olabileceği için önemlidir.

Tanı genellikle tesadüfen konulur. Tedavi anevrizma yerine, boyutuna, büyüme hızına ve eşlik eden hastalıklara göre planlanır.

Genellikle ekokardiyografi ile tanı konulur, ancak tüm torasik aortu değerlendirmek için tanı ve takipte bilgisayarlı tomografi (BT) ya da manyetik rezonans (MR) gereklidir.

Kimler risk altındadır? Başlıca risk faktörleri; ileri yaş, erkek cinsiyet, hipertansiyon, sigara  ve aterosklerozdur. Genetik sebepler( Marfan sendromu gibi ) daha az sıklıktadır. Bazı risk faktörleri aort duvarındaki basınç artması ile bazıları ise aortun medial dejenerasyonu ile ilişkilidir. Torasik aort anevrizmalarının %5’i genetik sendromlarla ilişkili % 20’si ise ailesel geçişlidir. Birçoğu ise idyopatik veya  aterosklerotik risk faktörleri ile ilişkilidir.

Nasıl farkedilir? Çoğu vaka asemptomatiktir ve tanı riskli grupların taranması ya da başka sebeple yapılan testler (akciğer grafisi, eko gibi) sonucu tesadüfen konulur. Olası semptomlar ise  göğüs, karın, sırt ağrısı, nefes darlığı, öksürük, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, klaudikasyon ve serebrovasküler olaylardır.

Aort normalde kaç cm’dir ? Aort anevrizmasının tanımı ; aortun olması gerektiğinden %50 daha geniş olmasıdır. Aort çapını yaş ve cinsiyet etkiler, erkeklerde ve iri yarı kişilerde daha geniştir. İlerleyen yaşla aortun çapı artar. Normalde çıkan aort 2.1 cm/m2 , inen aorta ise 1.6 cm/m2′den daha küçüktür.

Hangi görüntüleme yöntemi kullanılır?  Görüntüleme yöntemleri tanı ve takipte temel testlerdir.

Transtorasik ekokardiyografi  ( TTE) ; avantajları kolay ulaşılabilir, risksiz ve  nispeten maliyetinin az olmasıdır. Özelikle  kalpten çıkan aort kökü ve çıkan aortu görüntülemek için yeterli bir yöntemdir.

Transösafajial ekokardiyografi ;  TTE’ya göre daha fazla aort bölümü, inen torasik aorta da görüntülenebilir.

Bilgisayarlı tomografi ; ilk tercih edilen görüntüleme yöntemidir. Radyasyon  ve kontrast ilaç kullanım gerekliliği dezavantajlarıdır. Kontrast ajan kontrindikasyonu  olanlarda  kontrassız çekim yapılması aort duvarında intramural hematom ve vaskuler kalsifikasyon varlığı gibi değerli bilgiler verir.

MR ; Avantajı radyasyonu olmamasıdır. Ancak çekim süresi uzun, maliyeti yüksektir dolayısıyla  tanıda ikinci tercihtir.

Tedavi seçenekleri; Tedaviye aort çapı, çapın artma hızı ve eşlik eden durumlara göre karar verilir. Dilate olmayan aortda yıllık 0.7-1.9 mm genişleme olabilir. Genişleme hızı  aort anevrizmasında ve risk faktörleri varlığında daha hızlıdır. Akut aortik sendrom (disseksiyon  ve rüptür) gelişiminde aort çapı en önemli belirleyicidir. Aort kökü, çıkan aorta ve aort ark genişliği 5.5 cm, inen aorta 6 cm üzerinde olduğunda girişimsel tedavi önerilir. Eğer yıllık genişleme 3-5 mm’den fazla ise girişimsel tedavi daha erken dönemde önerilir.  Diğer bir ölçüm önerisi ise en geniş torasik aort alanının (cm2 olarak ölçülen) metre cinsinden kişinin boy ölçüsüne bölünmesiyle elde edilen değerdir ve 10’nun üzerinde olması halinde girişimsel tedavi ( cerrahi  ya da endovasküler ) uygulanır.

Bazı durumlarda disseksiyon ve aortun genişleme hızı daha fazladır ve daha erken dönemde cerrahi  ( çıkan aorta için ) ya da endovasküler  tedavi ( inen aorta için ) önerilir. Bunlar ;

  • Biküspid aort kapak varlığı ; toplumda  %1-2 sıklıkta görülür. Aort disseksiyonu riskini 8 kat arttırır. Aort çapının 5 cm ve üzerinde olması, risk faktörlerinin varlığında 4.5 cm üzerinde olması  girişimsel tedavi gerektirir.
  • Marfan sendromu ;  eşlik eden diğer risk faktörlerine bağlı tedavi için eşik değer 4.5- 5cm arasındadır.
  • Turner sendromu ; genellikle daha kısa boyludurlar ve aort çapı 27.5 mm/m2 ‘den daha fazla ise tedavi gerektirir.
  • Ehlers-Danlos sendromu ;  cerrahi riski yüksek olabilir, 4.5 cm üzerinde girişimsel  tedavi önerilmekle beraber genellikle medikal takip edilir.

Torasik aort anevrizmasında takip nasıl yapılır? Öncelikle hangi görüntüleme yöntemiyle takip edileceğine karar verilir. Başlangıçta transtorasik eko ile değerlendirilen her hastaya BT ya da MR ile tüm aortanın görüntülenmesi  önerilir. Eğer eko görüntüsü ve ölçümleri BT yada MR ile korelasyon gösteriyorsa düzenli  takipler eko ile yapılır. Takip sıklığı aort çapı, genişleme hızı ve eşlik eden durumlara göre değişir. İlk tanı konulduktan sonra erken takip (6 ay sonra) genetik risk faktörleri olanlara önerilir. Eğer aort çapı 5 cm’den daha az ve klinik stabil ise yıllık görüntüleme, eğer 5 cm’den geniş ve yılda 0.5 cm’den daha fazla genişliyorsa 6 ayda bir görüntüleme önerilir.

Torasik aort anevrizmasının ilerlemesi yavaşlatabilir mi ? Tansiyon kontrolü medikal tedavinin temelidir. Optimal kan basıncı diyabetik ve renal yetmezliği olanlarda 130-80 mmhg , olmayanlarda ise 140-90 mmhg’dır.  Kardiyovasküler riski azaltan yaşam tarzı değişiklikleri, sağlıklı beslenme ve sigara içmemek aort anevrizması ilerlemesini yavaşlatır. Aort anevrizması olanlarda egzersiz kısıtlaması önerilmemekle beraber ağırlık kaldırma gibi göğüs içi basıncını artıran aktivitelerden kaçınılmalıdır.

Girişimsel-cerrahi tedavi : Çıkan aort anevrizmalarında cerrahi tedavi ,inen aort anevrizmalarında  ise genellikle endovasküler stent tedavisi uygulanır . Endovasküler tedavi riski cerrahiye göre daha azdır ve işlem sonrası iyileşme süresi daha kısadır. Ancak anatomik olarak endovasküler stente uygun olmayan hastalara cerrahi tedavi önerilir. Bazen yaygın aort anevrizması olan hastalara hibrid tedavi ( çıkan aorta için cerrahi, inen aorta için endovasküler stent) tedavisi uygulanabilir.

Torasik aort anevrizması olanların kan bağı olan birinci derece yakınlarının da  ekokardiyografi ile değerlendirilmesi önerilir. Aort anevrizmasının erken teşhisi, takip ve tedavi edilmesi anevrizmaya bağlı dramatik sonuçların oluşumunu önler.